Fırından yeni çıkmış bir ekmek, taze biçilmiş çimen, çiçek kokulu bir parfüm… Sevilen bir fırın, bir yaz akşamı veya eski bir sevgili ile ilgili olan bu kokular uzun süre önce unutulmuş anıları bize hatırlatırken iç çekmemize de neden olur. Peki kokular neden bu kadar güçlü duygular uyandırıyor?
Kokular iş performansımızı, davranışlarımızı ve duygu durumlarımızı etkileyebilir. Çünkü kokular kişisel çağrışımlarımız sonucu bizde birtakım etkiler yaratır. Kokuları belirli durumlar ve olaylarla ilişkilendiririz. Buna Çağrışım Yoluyla Öğrenme deniliyor. Bu öğrenme modeline göre bir durum ya da nesne, geçmiş deneyimlerimizle ilgili başka durum ve nesnelerle ilişkilendirilir. Örneğin, ilk kez Havai ’deki bir tatil esnasında kullandığım Hindistancevizi kokulu güneş kremi yüzünden hindistancevizi kokusuna çok güçlü tepkiler verebilirim. Bu örnekte tatil bende hoş bir anı bırakmıştır ve hindistancevizi kokusu başkaları için sıradan ve doğal bir koku iken benim için bu güzel anılarla ilişkilidir. Birçok insan gübre kokusundan iğrenir ancak çiftlikte büyüyen ve çocukluk yıllarını sevgi ile hatırlayan biri için bu koku güzel anıların canlanmasını sağlayabilir. İlişkili olayın nasıl hatırlandığına bağlı olarak kokular olumlu veya olumsuz durumları tetikleyebilir.
Amerikan Psikoloji Derneği’ne göre ortamdaki kimyasalları tespit etme yeteneği tüm canlılar için ortaktır. Koku alma duyusunun ne kadar önemli olduğunu tanımlamak oldukça karmaşık bir iştir çünkü koku duyusunu tanımlayacak bir dilden yoksunuz. Bir kokuyu başka bir koku ile karşılaştırmak bir kokuyu tanımlamanın neredeyse tek yoludur.
Bilimsel çalışmalar fetüsün ana rahminde maruz kaldığı kokuları çocukluk yıllarında da tercih ettiğini göstermiştir. Hatta bu tercihler yetişkinlikte bile devam etmektedir.
Koku alma duyusunun bu kadar karmaşık olmasının bir nedeni de, kokuların beyinde herhangi bir işleme tabi tutulmadan doğrudan anılar ve duygularla ilgili olan merkezleri uyarmasıdır. Başka olay ve nesnelerle ilişkilendirilmiş anılar ve bağlamlar algıda büyük rol oynarlar. Çağrışım Yoluyla Öğrenme için beyindeki Olfaktör Sinir Sistemi çok uygundur çünkü hem limbik sistem hem de beynin duyguları işleyen ve Çağrışım Yoluyla Öğrenmeyi destekleyen bölümleriyle bağlantılıdır. Limbik sistem duygu ve davranışların düzenlenmesinden, uzun süreli hafıza ve koku duyusunun işlenmesinden sorumlu beyin bölgelerinin ortak adıdır. Erken dönem memelilerin beyinlerinde de bu sistem bulunduğu için İlkel Beyin olarak da adlandırılabilmektedir. Koku alma duyusu bu sistemle doğrudan bağlantılı tek duyudur. Kokuların bizde bu kadar güçlü duygular uyandırmasının nedeni de budur.